Şu ana kadar sırayla Mariners Apartment Complex, Venice Bitch, hope is a dangerous thing for a woman like me to have – but i have it, Doin’ Time, Fuck It I love You – The Greatest ikili klibi ile Lana Del Rey’in altıncı stüdyo albümü olan Norman Fucking Rockwell! albümüne güzelce bir göz atabilmiştik.
Lana, tüm albümün yayınlanmasından bir gün önce Doin’ Time‘ın klibini yayımladı. Bu klipten yüksek derecede Lizzy Grant elektriği aldığımı söyleyebilirim. Nostalji severler eminim ki bu klipten zevk alacak. Lana için farklı bir klip olmuş ve artı olarak önceki yazılarımda yaşadığım şüphe nihayet gerçekleşti. Eski Lana Del Rey öldü ve yerine Starbucks’ta yazılarına üreticilik katan (en son röportajında belirtiyor) bir Lana geldi. İyi mi yoksa kötü mü yorumlanacağı hayranlarının takdirine kalmış. Değişmeyen tek şey, sürekli bahsettiğimiz nostalji aşkı.
Bütün bu bahsedilenler olmadan önce, uzun bir sessizlikten sonra, bütün fanların beslenebileceği iki tane single ortaya çıktı. Looking for America ve Season of the Witch. Looking for America Amerika’nın güncel politik olaylarıyla ilgilenirken Season of the Witch, “Scary Stories to Tell in the Dark” adlı filmin soundtrack’i olarak sunuldu.
Albüm şarkılarını inceleyecek olursak…
Alışılagelmiş hüznün yerini belli belirsiz bir neşe almış. Piyano ve soft vokaller daha yoğun kullanılmış. Olumsuz eleştirilerden biri de; çoğu şarkının birbirine benzemesi.
Ek olarak, kanımca Love Song‘ın Video Games ile sound olarak bağdaşması çok hoş bir detay. The Next Best American Record ise uzun zamandır beklenen bir şarkıydı. Efsane “unreleased” koleksiyonundan çıkıp stüdyo albümünün güzel bir parçası oldu. Benim favorilerimden biri de “Cinnamon Girl“. Kalan şarkılar ise Lana’nın sürekli paylaşıp sildiği şarkılardan oluşuyor. Şu ana kadar Instagram’dan paylaşmadığı ve isminin duyulmadığı hiçbir şarkı bu albümde yok. Kısacası, hayranlar çoğunun nakaratını ezbere biliyordu zaten.
Get Free şarkısının Radiohead tarafından dava edilmesinden sonra bu albümde “How to Disappear” şarkısının bulunması da dikkatimden kaçmadı. Bana kalırsa Lana, kimin patron olduğunu göstermeye çalışıyor bazı insanlara.
Asıl merak ettiğim nokta dünya turunun nasıl geçeceği ve hepimiz bu albümün etkisi altındayken nasıl bir tarza bürüneceği. Son röportajlarından birinde 2020 yılında “White Hot Forever” adında bir albüm yayımlayacağını da şimdiden belirtmiş bulunuyor! Lana severlere duyurulur.
Umarım Türkiye’ye gelir. Burada onu bekleyen -ben dahil- binlerce insan var.
