2014 ve 2016’’da yayınladıkları iki albümle sağlam ve sadık bir dinleyici kitlesine ulaşan, alternatif müzik denince sayılacak ilk üç isimden biri olan Adamlar grubu uzun bir bekleyişin ardından üçüncü albümleri Dünya Günlükleri’ni Garaj Müzik etiketiyle 12 Nisan saatler tam 00.00’ı gösterirken yayınlandılar!
Albümün asla bitmeyen bi enerjisi var! Rüyalarda Buruşmuşuz’un daha hüzünlü bir havası varken bu albümde de düşündürmekten asla vazgeçmemiş, özlediğimiz ilk albümdeki gibi heyecanlı tınılarını ilaç gibi gelen bir albümle karşılaştık. Melankolisi ikinci albümden geri kalır da değil.
Vokalde Tolga Akdoğan, bas gitarda Emir Ongun, elektro gitarlarda; Emre Malikler, Gürhan Öğütücü ve bateri de Berkan Tilavel’i görüyoruz.
Albümdeki bir çok şarkıyı konserlerinde dinlemiş, ha çıktı çıkacak derken iki seneyi geçkin bir süre sonunda, şarkıların arkasındaki gizemli perdeyi kaldırmak için albümü loop’a attık. Hazırsanız başlıyoruz,
Albümde şarkılar ve kayıtlar ne kadar iyiyse de, düzenleme ve altyapının da hakkını yememek lazım. Düzenleme gruba ait, onun da altını çizmek de fayda var. Albüm altyapı olarak oldukça güçlü, elektronikten Anadolu’ya doğru uzanan deneysel ritmler, enstrümanların kalitesini ortaya çıkarmış.
Albümün ilk video klibi Selçuk Demirci yönetmenliğinde Yoruldum da albüm ile birlikte yayınlandı.
Albümü tanıttık ettik, bir kaç cümle ile kendi fikrimi de iletmek isterim. Açıkçası Adamlar’ın yeri çok başkadır, albümlerini baştan sona şarkı geçmeden dinlediğim, yeri geldiğinde mizahıyla eğlendiğim, yeri geldiğinde duygu yüklü şarkılarıyla dertlendiğim harika işlere imza atmış bir grubun 3.albümü hakkında konuşuyoruz. Zaten Adamlar, bu türün kült gruplarından biri artık. Yeri belki sağlamdır, belki buna güvenilebilir. Ama her seferinde çıtayı daha da yükseklere çıkarmak? Daha kaliteli işlere imza atmak?
İşte bu diğer grupların belki de yapamayacağı kalitede bir iş, bence.
Söz-müziğin Tolga Akdoğan’a ait olduğu bu parçaların, alışık olmadığınız sözleri dinleyicisini ilk seferinde şaşırtır. Sonra alıştırır, bu sürede de şarkıları sever, sahiplenir, benimsersiniz.
İlk albümden beri şarkı sözlerine böyle anlamlar yükleyebilme başarılarını hayretle takip ediyorum. Her şeyi harcadığımız bu modern dünyada 3-4 dakika süren parçaları tüketip bir diğerine geçerken, Adamlar’ın ilk albümünden beri olur olmadık zamanlarda bir dizenin anlamını düşünürken buluyorum kendimi.
Son olarak bir de şunu eklemek istedim ki, Adamlar albümü ilk dinleyişte sindirilmez efendim. Albümün tamamanı yaklaşık 10-15 defa dinledikten sonra sindirmeye başlıyor, ilk dinlediğinizde kaçırdığınız anlamları ufak ufak yakalıyorsunuz. E zaten bu da alışkın olduğumuz bi durum.
Albümü ilk bitirdim hangisiyle tekrar başlasam derken yine Hikaye’yi dinlerken buldum kendimi. Ağustos ayında yayınlayıp albüme beklentimizi iyice yükseltmişlerdi.
Yazarınızın favori parçasıyla başlayarak bir kaç şarkıdan bahsetmek isterim.
Zombi! 10/10’luk tam bir Adamlar parçası! Her şeyiyle çok sevdik, üstüne pek de söylenecek bir şey yok, tutun kolumdan beni Fas’a götürün dışında!
Sıradaki parçamız ise Mavi Ekran! Bu parçayı dinledikçe daha çok seveceksiniz! Bu konuda bize hak verebilirsiniz! Gitarların hakkının verildiği parçada, nakaratı dilinize dolanacak. “Tekrar tekrar yine bana hain düşman, derken çok yüklendim, tekrar pardon kendim!”
Yoruldum, ise girişiyle akıllara kazanan bir diğer şarkı. Sözleriyle sorgulayıcı, melodisiyle kafanızı sallayıp dans etme isteği uyanıdırıcı, “düşe kalka toz toprağa azar azar toprağa” ve size karışan bi parça olduğunu söylemek gerekir.
Derine İndik ise albümün değerli yavaş şarkılarından, melodisinin getirdiği bi hüzün var. Ama sözlerine ve Tolga’nın sesiyle dışarıda kalanın “soğuktan” donduğu bir parça tam olarak. Hangi soğuktan derseniz; sizin soğuğunuz hangisiyse..
Kişisel favorilerimden bir diğeri ise Adını Başkasının Koyduğu Çocuklar. Bu parçayı ilk albümü dinlerken benimsedim. Daha sonra ise anlamaya çalıştım bi’ süre.
Albüme ulaşmak isterseniz Spotify’dan, Apple Music’ten ve Fizy’den ulaşabilirsiniz.
