Birkan Nasuhoğlu, Elçin Orçun, Jehan Barbur, Sansar Salvo, Esin İris, Rapozof, Korhan Futacı, İkiye On Kala, Halil Sezai, Kozmonot Osman ve dahası “Bağımız Var” projesi için bir araya geldiler.
Yalkın Yel küratörlüğünde hayata geçen #BağımızVar projesi, bizi biz yapan kültürel bağları yeniden keşfetmeyi, hatırlatmayı, yeni yorumlarla geçmişten bu güne, bugünden geleceğe taşımayı; kültüre, tarihe, toprağa ve insana dair değerleri yaşatmayı hedefliyor. Projenin startı, alternatifif müzik, rap ve farklı tarzlardaki 10 farklı sanatçının 10 sevilen halk ezgisini yeniden yorumlamasıyla verildi. Sanatçılar tanıdık ezgileri ve geleneksel enstrümanları, bambaşka tarzlarda bizlerle buluşturdu. Bu çok özel içerik prodüksiyonuna, YouTube üstünden ulaşmak mümkün.
10 Sevilen türkünün, 10 farklı sanatçı tarafından, kendilerine yakın tarzlarda yeniden yorumlanmış halleri, bugünlerde YouTube’da dikkatleri üstüne çekiyor. Beğeni toplayan bu prodüksiyon çalışması, hemde çok ayrıntılı bir kültürel miras projesinin ilk adımını oluşturuyor. Youtube’da yayını yapılan klipler ile startı verilen #BağımızVar projesi, tarihin bize ulaştırdığını yarına aktarıp bugünü dün ile harmanlamayı, bu toprakların insanına kattığı güzelliklerinden yola çıkıp, yeni kolektif hatıralar oluşturmayı amaçlıyor.
Bu projenin yansımalarını, hayatın pek çok noktasında göreceğimizi söyleyen #BağımızVar projesinin yaratıcısı Yalkın Yel, “Herkese ulaşabilen, geniş kitlelerde karşılık bulan, paylaşımlarla hızlı ve kolay yayılabilen müzikle başlamayı tercih ettik ve özen göstererek bu türküleri seçtik. Bağımız Var projesi, kültüre, tarihe, toprağa ve hâlbuki insana dair güzelliklerini konuşmak ve konuşturmak; bu toprakların değerlerini hatırlayıp, yeniden yorumlayarak günlük hayatımızın içine almak ve orada yaşatmaya devam etmek için bu için gerçekleştiriliyor ” dedi.
Yalkın Yel: “bu toprakların bize vermiş olduğu her bir lütfun peşinde koşacağız”
Bağımız Var projesinin, üstünde yaşadığımız topraklarda ve halkın kolektif hafızasının koridorlarında paylaştığımız değerlerin izini süreceğini dile getiren Yalkın Yel, sözlerine şöyle devam etti: “Aslında biz, bu toprakların bize vermiş olduğu her bir lütfun peşinde koşacağız. Bunları yeni yorumlarla modern yaşamın içinde yaşatacağız. Bizi kaybolmaya yüz tutmuş bir zanaatı öğrenmeye çalışırken, ya da bir heykelin, bir motifin, bir desenin peşinde koşarken göreceksiniz. Bazen bir tınının, bir türkünün; ara sıra de bu topraklara ait adetlerin, yemeklerin, meyvelerin, tatların izini süreceğiz. Bir zanaatkâr özeninde kadehe taşınmış üzüm ile medeniyetlerden bize miras lezzetlerin uyumunu keşfedeceğiz. Bu yolculuk, bizleri oldukça farklı mekanlara götürecek. Bu bir mağara, bir antik yerleşim yeri, bir hamam ya da belki bir konser olabilir. Belki hiç bilmediğiniz bir yerde bir bahçe de olabilir, bir bağ da olabilir. Geçmişi ve geleceği ile, yaşadığı topraklar ve bu topraklarda beraber yaşadığı insanlarla bağını güçlendirmek isteyen herkesi, bu heyecan verici yolculukta bize eşlik etmeye davet ediyoruz.”
Bağımız Var projesinin birbirinden farklı pek çok alanda, kendi yolunu bularak ilerleyeceğini belirten Yalkın Yel, “ Bu toprakları besleyen farklılıklar bize miras. Herkese, her şeye açığız. Sanatın, kültürün, lezzetin, zanaatın her türlüsüyle Bağımız Var. Projemiz, minik bir ekibin büyük hayallerini ve bu toprakların binlerce senelik öğretilerinde buluşan takipçileri birbirine bağlıyor. Bu toprakların büyüleyiciliği ve değeri konusunda bizimle hemfikir olan, medeniyetlerin mirasını devam ettirme ihtiyacı hisseden ya da yalnızca projemizi beğenen herkesle Bağımız Var. Projenin ruhunu ve ortak değerleri paylaştığımız herkese kapımız açık” dedi.
Ozan Diren: “Kuruluş öykümüz bu topraklarla bağımızla başlıyor”
Bu topraklarından doğan ve yaşamakta olan kültüre dair her bir zerrenin, sürdürülebilir bir biçimde geleceğe taşınmasının altını çizen Ozan Diren, “Bağımız Var projesi, bu toprakların kültürel mirasını, bu mirası oluşturan değerleri yeniden yorumlayıp, modern yaşamın içinde bizlere hatırlatarak yaşatmayı hedefliyor. Bizim kuruluş öykümüz de, bu topraklarla bağımızla başlıyor. Kurucumuz, dedem merhum Vasfi Diren, pazarda satılamadığı için heba olan üzümlerin, bir biçimde ekonomik değere dönüştürülmesi gerektiğini düşündü; çiftçilerin emeğinin karşılığını alabilmesi için, bu toprakların ürünlerini ve bu ürünleri yetiştirenlerin emeğini değerlendirmek hedefiyle ilk adımı 1958 senesinde Tokat’ta attı. O günden bu zamana, başta doğum yerimiz Tokat olmak üzere, bu topraklara sürdürülebilir şekilde katkıda bulunmak azmiyle çalışmaktayız. Hem işimize, hem de topluma karşı sorumluluklarımıza bakışımızı, bu azim belirliyor. Ortak geçmişimizle bağı olan kültürel zenginliklerimizi, ortak geleceğimizle buluşturan bu projeye kurumsal sponsor olmaktan mutluluk duyuyoruz” biçiminde konuştu.
Projenin İlk Adımında Bağlarımız Olan Ezgiler; Alternatif Müzik, Rap ve Farklı Janrlarda Yorumlandı
Bağımız Var projesinin ilk adımında alternatif müzik, rap ve farklı janrlardan 10 farklı sanatçı, 10 sevilen halk ezgisini farklı tarzlarla, ‘tanımış olduğumız ama duymadığımız yepyeni tınılarla’ yeniden yorumladı. Bu yorumların ve sanatçılarla meydana gelen röportajların video çekimleri ise, projeye yeni bir boyut kazanmıştırrdı. Sanatçılar, ‘gözlere aşina fakat unutulmuş motiflere ev sahipliği yapan büyüleyici mekânlarda’ meydana gelen çekimlerde, sesleri ve enstrümanlarıyla türkülere yepyeni yorumlarıyla hayat vermekle kalmadılar; bu türkülerle kurdukları bağın öyküsünü de anlattılar. Sanatçılar, eslendirdikleri geleneksel ezgilerle bağ kurdular, kendi tarzlarını yansıttılar. Birkan Nasuhoğlu & Elçin Orçun, “Ağlama Yar” türküsüne, akustik bir yaklaşımla, bir düet olarak can verdiler. Jehan Barbur “İki Keklik” türküsünü jazz tarzında yorumlarken, “Çökertme”, Sansar Salvo & Esin İris & Rapozof yorumunda rap ile buluştu. Monality’nin “Hey Onbeşli” yorumu ise, kanun ve saz gibi geleneksel enstrümanlarını, tekno ritimleri ve elektronik müzik aygıtları ile buluşturdu.
Birkan Nasuhoğlu & Elçin Orçun, “Ağlama Yar” türküsüne, alternatif müzik janrına uygun akustik bir yaklaşımla, bir düet olarak can verdiler. Jehan Barbur “İki Keklik” türküsünü jazz tarzında yorumlarken, “Çökertme”, Sansar Salvo & Esin İris & Rapozof yorumunda rap ile buluştu. Monality’nin “Hey Onbeşli” yorumu ise, kanun ve saz gibi geleneksel enstrümanlarını, tekno ritimleri ve elektronik müzik aygıtları ile buluşturdu. Bu dört ezginin yanı sıra, Halil Sezai “Denizin Dibinde Hatçem”, Korhan Futacı “Yemen Türküsü”, Umut Kaan Çakır & Soner Han “Sarı Gelin”i Kozmonot Osman “Fidayda”, Emre Sertkaya “Zühtü”, İkiye On Kala “Dağlar Dağımdır Benim” yorumlarıyla projeye dahil oldular.
