Birileri grubuyla tanıdığımız Jan Soykök ilk solo albümü Bu Kısır Döngü’yü yayınladı.
2018’de yayınladığı ilk teklisi Maraton’la solo kariyerini başlatan Jan Soykök 2019’da Soluk Mavi Nokta teklisini ve Dertli Dörtlü adını verdiği tekli serisini yayınladı. 2020’de albümde de yer alan Gözümün Önüne Düştüğün Zaman ve Her Unuttum Sandığımda’yı tekliler olarak yayınladıktan sonra 12 Haziran’da Bu Kısır Döngü adlı albümünü dinleyicileriyle buluşturdu. Albümdeki tüm şarkıların söz ve müziği Jan Soykök’e ait. Şarkıların mixleri Ozan Çanak, masteringleri Yiğit Seferoğlu imzası taşıyor.
Elektronik soundlu Dertli Dörtlü’den sonra Bu Kısır Döngü’de de elektronik bir temel olur diye düşünüyordum; yanılmışım. Albümde synthlerin yanında organik sesler de dinliyoruz. Bu akustik dokunuşlar sözleri duygusal yönden destekleyerek şarkıların hissiyatının çok daha iyi geçmesini sağlamış ve albümde daha ferah ve dinamik bir atmosfer yaratmış. Sözlere baktığımızda da şarkıların Jan’ın önceki solo şarkıları gibi Birileri’nin şarkılarından daha farklı bir auraya sahip olduklarını görüyoruz. Evet, Bir İleri’deki bazı parçalarla benzer vibe’ları olduğunu söyleyebiliriz –ki Yeniden’i ilk Bir İleri’de dinlemiştik; ama özellikle Kusursz’dan çok daha farklılar. Bir ben var benden içeri, der gibi daha kişisel hikayeler anlatmış Jan, solo parçalarında. Bu farklılık çok değerli çünkü şarkılarla küçük küçük fikirler edindiğimiz evrene bu sayede farklı bir pencereden bakma şansı yakalamış olduk.
“Bu Kısır Döngü başladığı yere geri dönüyor…”
Jan twitter’da albümün adının ve şarkıların hikayesini anlatan bir flood yazmıştı. Bu, çok hoşuma gittiği için direkt yazıya ekliyorum. (Böyle tatlı bilgilerden haberdar olmak için Jan Soykök’ü Twitter ve Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz)
“1- “Çal Kapımı”
Aşkı uzun zamandır içinde bulamayan protagonistimizin yeniden birine aşık olup aklını mantığını kaybedecek kadar coşkun olma arzusunu anlatıyor. Kurduğu bu fantezi onun için tekrar hayatta olduğunu hissetme anlamına geliyor aynı zamanda.
2- “Gözümün Önüne Düştüğün Zaman”
Çoktandır düşlediği aşkı içinde uyandıran “o” kişiyi bulan karakterimiz “o”na duyduğu sevgi ve hayranlığı anlatıyor bu şarkıda. Bir çeşit serenat diyebiliriz bu parça için.
3- “Kelebeğin Heyecanı”
Aradığı aşka sonunda kavuşan kahramanımız bu çiçekli böcekli devrin bir kelebeğin ömrüne denk düşecek şekilde kısa olduğunun farkındalığıyla içindeki heyecan ve coşkunluğu dışa vuruyor, ta ki sonbahar kapısına dayanana dek…
4- “Yeniden (Yeniden)”
Buradan itibaren aydınlık devir yerini yavaş yavaş karanlığa bırakıyor. Kahramanımız bu noktada henüz kaybetmiş olduğu sevgiliyi geri kazanma ümidine sıkı sıkıya sarılarak kendisini yeniden sevmesi için “o”nu beklemeye başlıyor.
5- “Her Unuttum Sandığımda”
“O”nu geri kazanmak için kalan son umudunu da tüketmiş olan karakterimiz dönüp dolaşıp kendisini onunla olan anılarında kaybolurken buluyor, her unuttu sandığında yanıldığını fark etmenin döngüsünde devinip duruyor.
6 / 7- Kazanma Şansım (Hâlâ Var Mıdır?)”
Kaybettiği aşkın kendi içinde de sönmesiyle beraber hâlâ mutluluğu bulabilme şansını sorgulayan karakterimiz her şeyi olduğu gibi kabullenip yüzünü yarına çeviriyor ve “Bu Kısır Döngü” başladığı yere geri dönüyor.”
“Cıvıl cıvıl bir yaz düşü…”
Albümle ilgili düşüncelerime şarkılar özelinde devam etmek istiyorum. Önceliği de yaklaşık 1,5 yıl kadar önce bir Instagram hikayesinde çok küçük bir kısmına denk geldiğim ve o günden beri de sabırsızlıkla çıkmasını beklediğim Gözümün Önüne Düştüğün Zaman’a veriyorum. Jan’ın yayınladığı her solo şarkısında acaba o mu diye heyecanlandığım sonra da o değilmiş diye üzüldüğüm şarkı ilk başta ayrıca bir tekli olarak yayınlanmıştı. Ve o teklinin yayınlandığı günü o kadar iyi hatırlıyorum ki… Evin içinde koşarak dans ederek defalarca dinledim şarkıyı. Şu güne kadar dinlediğim tüm şarkıların arasında aşka dair en masum en saf şarkı olduğunu söyleyebilirim. Tatlı melodisiyle cıvıl cıvıl bir yaz düşü gibi dinleyen herkesin içini mutlulukla dolduracağını garanti ederim.
“Çünkü sen o kadar güzelsin ki
Uğruna yazılmalı şarkılar
Söylenmeli böyle akşamlarda”
Aşk temelinde yaşanan zihinsel devinimleri ve değişimleri anlatan albüm, anılarımızda kolaylıkla bir karşılık bulabiliyor. Bunda Jan’ın samimi anlatımının çok önemli bir payı var. Örneğin Çal Kapımı’da aşık olma isteğini, heyecanını o kadar tatlı tanımlarla, isabetli metaforlarla anlatmış ki şarkıyı dinlerken sözleri sadece hissetmekle kalmıyor aynı zamanda imgelerin gözümüzün önünde canlanmalarını izliyoruz.
“Uzak bir hatıradan daha fazlası olabilir misin
Mantığımın bir tatile ihtiyacı var
Cupid’in okları beni çoktandır teğet geçmekte
Bir yolunu bulup çal kapımı”
İki farklı versiyonu olan Kazanma Şansım (Hala Var Mıdır?) da albümde en sevdiğim parçalardan biri oldu. Akustik versiyonunun, Jan Soykök hemen yanı başımızda şarkıyı söylüyormuş gibi samimi bir hissi olsa da ben, albümün “döngü” konseptiyle uyumlu, akıp giden masalsı gitar solosuyla diğer versiyonunun daha etkileyici olduğunu düşünüyorum.
Kurulan ve yıkılan hayallerin, tüm yaşananların ardından umutsuzluğu üzerimizden atıp aşkı aramaya devam ettiğimiz zamanları anlatan Kazanma Şansım (Hala Var Mıdır?) son sandığımız şeylerin aslında sürekli devam eden döngünün bir halkası olduğunu bize hatırlatıyor. Şarkı sona eriyor ve biz geri kazandığımız umutlarımızla başladığımız noktaya geri dönüyoruz. Kendimizi hazır hissettiğimizde Bu Kısır Döngü’yü en başa alıp bu güzel şarkılarda dinlediklerimizi tekrar tekrar yaşamaya devam ediyoruz.
“Yanlışımın burasından
Dönsem hala kar mıdır
Kaybolduğum sokaklarınGeniş mi yoksa dar mıdır
Bu yarışa en geriden başlamış birisi olarak
Kazanma şansım hala var mıdır?”