Şarkılardan esinlenerek yazılmış öyküler serisi. Her hafta bir şarkı bir de öykü. Bu hafta “Nilipek’in Hamur İşleri” şarkısına eşlik eden öykümüz: Hamur Kadın ve Kurabiye Hanım
Hemen şaşırma lütfen. Bunca zaman sonra bu adam neden yazdı? Ne oldu diye düşüncelere dalma. Aradan geçen zamanda çok şey yaptım, bugün de sana yazmak istedim işte. Bencillik diyeceksin, keyfi gelince yazıyor diyeceksin, kendinde bu hakkı nasıl buluyor diye söyleneceksin. Lütfen! Dur ve sakince oku.
Kötüyüm Kurabiye Hanım. Hemen ekşitme suratını böyle dedim diye. Benden başka kim sana böyle seslenebilir? Kötüyüm Kurabiye Hanım, hem de çok kötü. O gitti. Hamur Kadın gitti. Dünyanın bir ucunda, onun gidişine yetişemedim bile. Seni bırakıp gelmenin karanlığı ile mücadele ederken, bambaşka bir darbe oldu bu. Bunu senden başka kime anlatabilirim, beni bu ülkede başka kim anlayabilir Kurabiye Hanım!
Yıl 2010. Hamur Kadın yine mutfakta döktürmüş. Fırından çıkan kurabiyelerin, poğaçaların kokusu mahalleyi sarmış. Evin önünden geçen bir kız, hiç çekinmeden camımıza bir taş atmış. Cama çıkan Hamur Kadına; “Ama olmaz ki, çok güzel kokular geliyor evinizden. Ben de tatmak isterdim” diye tatlı bir çıkış yapıyor. Hamur kadın asla dayanamaz böyle şeylere. Hemen davet ediyor evine ve o kız hiç çekinmeden koşarak geliyor Hamur Kadının evine. Mutfak kapısından “neler oluyor anne ya” diyerek girdiğimde, kurabiyeleri nefessiz yiyen bir kız görüyorum bende. Yanakları şiş, gözlerinden mutluluk akan seni, yani Kurabiye Hanımı! Zaman geçiyor, o kız evimize gelmeye devam ediyor. Sen anneme Hamur Kadın diyorsun o da sana Kurabiye Hanım.
Biliyorsun bu hikâyeyi, ben sadece yazarken tekrar düşünmek, o günlere geri dönmek ve şu lanet karanlığı az da olsa aralamak istedim. Bir karar aldım, çok düşünmeden onu uyguladım, hem seni hem onu geride bıraktım ve bu yalnızlar ülkesine geldim. Bu kararımdan dolayı hep de acı çektim ama kimseye belli etmedim. Bilirsin benim çirkin gururumu.
Ve şimdi artık Hamur Kadın yok. Bir daha onu göremeyeceğim. “Geleyim” dedim ama “yetişmezsin” dediler. Hamur Kadını tüm o güzel kokularla birlikte gömdüler. Kurabiye Hanım, benim bunları anlatacak, beni her ne kadar suçlasan da, belki artık nefret etsen de anlatacak kimsem yok.
Çok kötüyüm Kurabiye Hanım. Paylaşmak istedim…