Şarkılardan esinlenerek yazılmış öyküler serisi. Bu hafta Can Güngör’ün “Yalnız Ölmek” şarkısına eşlik eden öykümüz: Hayat Devam Ediyor
65 yaşında kadınım. Bana söylediği şeye bak: “Eskisi kadar heyecan duymuyormuş ilişkimizden. Çok yavaş yaşıyormuşuz kalan ömrümüzü. Yapacak daha çok şey varmış. Öyle durup ölmeyi beklemeye niyeti yokmuş.”
Bak sen şuna ya. Emekli olmuşum, evimle ilgileneyim, çiçeklerimi sulayayım, akşam maç seyredeyim demiyor da kalan ömrünü hareket halinde geçirmek istiyorum diyor. Ona kendini yaşlı hissettiriyormuşum. E adam sen de 70 yaşına gelmişsin, utanmasan seks yapmamaktan da şikayet edeceksin.
Suç bende zaten; bu yaştan sonra sevgili mi bulunurmuş! “Ayrılıyorum senden” dedim. İtiraz bile etmedi pis moruk. Eve gittim, biraz ağladım, Nutella yedim kaşık kaşık. Haha! Bu yaşta ne Nutellası yahu şeker hastasıyım ben, açtım televizyon izledim. Ona ihtiyacım yok benim. Peh!
Ama sonra birkaç evlilik programına denk gelince bir daha düşünmedim değil. Çocuklar kaçmış gitmiş yurtdışına, kalmışım tek başıma. Televizyonda yalnız ölmemek için çabalayan, emekli maaşlarını, mal varlıklarını ortaya saçanları görünce sarıldım telefona.
“Al işte bak ellerim, seninim seninim. Nerde olsan gelirim” dedim. Heyecan istiyorsa, hız istiyorsa ağrıyan dizlerime rağmen peşinden koşarım senin diye belirttim. Kim ister ki sessiz sesiz solup gitmeyi, yalnız ölmeyi?
Ah be kadın! Bu yaşa kadar heyecan verici ne yaptın? Adrenalin nedir bildin mi? Bir gün gelecekler, kapını çilingirle açacaklar ve soğumuş bedenini koltukta, televizyonu da açık halde bulacaklar. 70 yaşında bir adam şimdi sana heyecan sunuyor. Koş peşinden ve ertelediğin hayatı artık yaşa. Nerede ve nasıl biteceğini düşünme! Emekli maaşın kenarda duruyor da ne oluyor? Ölünce çocukların alacaklar ve kim bilir onu ne yapacaklar.
Ah! Dur mesaj attı benim ki. “Pasaportun var mı?” diye soruyor.
Olmaz mı! Nereye gidiyoruz adam?