Sesiyle insanları düşüncelere salan büyücü, henüz dokuz yaşında gitar çalıp şarkı söylemeye başlayan 1998 doğumlu Sena Şener. O yılların Gaziantep’inde doğan aslen Kahramanmaraşlı Şener Kalabalık aile ruhuyla büyümesinden ötürü birçok farklı insanı gözlemlemesini sağlamış bir çok şehirde yaşamış olması yüzünden çocukluğunun da yaptığı müzik gibi farklı şeylerin harmanı olduğunu söylüyor.
O yaşlardan beri hayali müzikle ilgili. Hep onları gerçekleştirmeye dayalı bir hayat yaşayan bu büyücümüzün ailesi de müzisyen. Baba Yunan müziği yapıyor, buzuki çalıp şarkı söylüyor ama asıl enstrümanı ud. Dede eski bir caz sanatçısı, Nat King Cole’ü en güzel o söylermiş. Teyze bir caz ve pop vokalidir. Amca da gitar çalıp şarkı söyler. Yani kendisi küçükken evin her odasında farklı türde şarkılar çalınırmış dolayısıyla kulağı dolu bir sanatçıyla karşınızdayız.
Ne şanslıyız ki 15 yaşında keşfettiği müzik paylaşım sitesi olan Soundcloud’a sevdiği şarkıları yorumlayıp yüklemeye başladı. Sofar İstanbul’da ‘Çirkin Dünya’yı söyledikten sonra bir ilerleyiş oldu. Tabii burada internetin gücü sağladı her şeyi. Aynı zamanda kendisi 11 yaşından beri ingilizce şarkılar da yazıp söylüyor. Şarkı yazmayı yapısal olarak o zamanlar hayranı olduğu Avril Lavigne şarkılarında öğrendiğini dile getiren Şener’in yapmış olduğu Self Control coverı hem Türkiye hem de İngiltere’de ilgi gördü. Bu cover Mahmut Orhan tarafından yeniden düzenlendi ve olumlu dönüşlerin ardından Mahmut Orhan’la Feel adlı şarkılarını Ultra müzik etiketiyle yayımladılar; bu şarkı Yunanistan, Bulgaristan, Lübnan ve Romanya’da bir numarada yer almayı başardı. Sofar, Balcony Tv, B!P Akustik, Radyo Gusto gibi Youtube kanallarına katılarak kendi yazdığı birkaç şarkıyı paylaştı. Kendi şarkılarından Waiting On The Shore; Julius Abel birlikteliğiyle, Armada Müzik etiketiyle Viyana’da çekilen klibiyle yayımlandı.
Yaptığı müzik mutsuz, mutlu parçaları bile coverlarında görebileceğimiz üzere mutsuzlaştırır. Bu onun ağlama şekli ve biriktirdikleri, bu durum sizi dinlemekten alı koymasın ya da sadece sizin de mutsuz hissettiğiniz zaman dinleyeceğiniz birine dönüştürmesin çünkü onun sesi ve onun sesiyle yapılan müzik hepimizin hikayesi, son derece olağan görünen olayların, aşkların, ayrımların nasıl olağanüstü tecrübelere dönüşebileceğine dair şaşırtıcı ve büyülü bir serüvene sürüklüyor bizi büyücü Şener’imiz. Yani onu ve melankolisini güneşli havada da yağmurda da aşıkken de ötekileştirilmişken de dinleyebilirsiniz.
