Bunca Yıl, Ankara’da Biri Var, Kırlangıçlar Gibi, Biraz, Çiçeklerin En Güzeli gibi etkileyici şarkılara hayat veren, alternatif müziğin başarılı ismi Can Kazaz, yeni albümü Sürsün Bahar’la bu güzel şarkılara yenilerini ekliyor.
Dinleyicileri tarafından sabırsızlıkla beklenen Sürsün Bahar, 2 Kasım’da dijital platformlarda yerini aldı ve takip eden günlerde de müzik marketlerde CD olarak bulabileceğiz.
Albümdeki tüm şarkıların söz, müzik ve düzenlemesi Can Kazaz; mix ve mastering, Barış Büyük imzası taşıyor. Albümde Can Kazaz’a Barış Demirel (Deği Mi?), Chromas Choir (Duyar Mısın?) ve Begoa Ensemble (dörtlü yaylılarda) de eşlik ediyor.
Albümün ilk klibi, adıyla yoğun ilgi gören Keşke Uyuyabilsem’e çekildi.
Şarkıları ayrıntılı incelemeye geçmeden önce bu heyecanlı bekleyiş sürecimizi de paylaşmak isteriz.
Albüm hazırlık sürecindeyken “Yeni albümü hazırlamaktayım ve ciğer kalmadı bende. Sizde kalır umarım.” demişti Can Kazaz. Olay yerinden bildiriyoruz: CİĞERİMİZ KALMAMIŞTIR!
Sürsün Bahar
Güzel bir keman sesi karşılıyor bizi. Yeni albüme sıcak bir hoşgeldin gibi.
Gözlerimizi kapattığımızda yine doğaya karışıyoruz. Her Can Kazaz şarkısında bulduğumuz huzura tekrar kavuştuğumuzu hissediyoruz.
Şarkı ilerledikçe huzura büyük bir hüzün ekleniyor. Omuzlarımızın daha da ağırlaşacağını hissediyoruz.
“Sürgün bana pencereler, bekler seni gelincikler, sürsün bahar sen gelirsin diye”
Bu sözler Can Kazazın o güzel sesiyle birleşince iyice darmadağın ediyor. Kazaz, sindire sindire söylüyor sözlerini, sabırla yol gözler gibi.
Babasına yazdığı bu sözler şarkı bittikten sonra da bizi bırakmıyor. O yoğun sevgi ve özlem o kadar etkileyici ki tüm hücrelerimize kadar yayılıyor hissiyatı. Albümün kalanına boğazımızda bir yumruyla devam ediyoruz.
Keşke Uyuyabilsem
Şarkı isimleri paylaşıldığında adıyla en çok dikkat çeken şarkıydı Keşke Uyuyabilsem. Ve uyandırdığı merakın hakkını vermiş.
Albümün kliplenen ilk şarkısı. Klip uykusuz bir Can Kazaz’la başlıyor. Elinde çay bardağı sanki içinin bağırtısının biraz olsun susmasını bekliyor gibi bir hali var. Sahneler değiştikçe huzurlu olduğu için uyuyabilen insanları görüyoruz. Sakin bir ilerleyiş var. Klibin ikinci yarısındaysa tanıdık bir sima görüyoruz: Bir Ban Kalsam klibindeki beyaz kupa!
Günümüzde birçok insanın ortak derdi aklındakiler kalbindekiler yüzünden uyuyamamak. Hayatını kuşatan dertler yüzünden bir rüyaya hasret kalan herkesin bir ağızdan yürekten söyleyeceğine inandığımız bir şarkı.
“İçimin bağırtısı yoğun, zihnimin zaten freni yok” dediğinde bir dalganın peşine takılıyoruz ve akılda kalıcı nakaratı sanki yıllardır dinlediğimiz bir şarkıymış gibi tekrarlıyoruz.
(Not: Ben Sizden Kaçtım’ın çok sevilen şarkısı Bunca Yıl gibi çok sevilen bir şarkı olacağına eminiz)
Sürekli Dert
Adıyla ilgileri çeken bir diğer şarkı da Sürekli Dert.
Sımsıcak bir gitar devamında ona katılan ney sesiyle başlıyor şarkı.
Akdeniz ruhu taşıyan bir müzik aslında. Kumsalda yürüyorsunuz, muhteşem bir günbatımı var ve sözler başlayınca ruhunuzu kemiren dertleri fark ediyorsunuz.
“Yeter artık sürekli dert, kendimi açsam bile dert, kaçsam bile dert”
Ben sizden kaçtım, dediğinde birçoğumuzun yapamadığını yapmıştı. Şimdiyse kaçmanın bile işe yaramadığını söylüyor Can Kazaz, onun şarkılarını dinleyip kaçmayı başaran herkesin düşündüğü gibi. Hepimizin içinden geçenleri kelimeye dökmeyi
Şarkı başlı başına bir ironi. Hayatın kendisini yansıtmış diyebiliriz aslında. Güzel bir heyecan taşıyan müziğe eşlik eden ” Kim getirdi beni bu hale?” sorusu… Üzgünken gülmek gibi, sinirliyken sakin kalmak gibi.
Albümün şarkılarını yazarken attığı tweetteki gibi gerçekten hep bir iyi olacakmışız, kurtulcakmışız hissi var. Bu kadar hüzünün içinde biraz umut olmasaydı hepimiz dağılmış olurduk. Teşekkürler Can Kazaz!
Değil Mi? (feat. Barış Demirel)
Şarkı, başlangıcıyla Sürekli Dert’in ezgisinin verdiği umudu fazlasıyla geri alacağını belli ediyor.
Sözler sükunetle akmaya başlıyor. Nakarata geldiğimizde yaylıların sözlerin altını çizmek istercesine isyan etmesiyle bir dağa dönüşmüş yüklerimizi fark ediyoruz.
“Bu kadar yük bindi, bana hiç yazık değil mi?”
Ve nakarattan sonra gelen büyüleyici trompet sesi de yaylıların başlattığı yıkımı devam ettiriyor. Bu performansıyla şarkıyı daha da güzelleştirdiği için de Barış Demirel’e çok teşekkür ederiz.
Duyar Mısın?
Chromas Choir’in eşlik ettiği nehir gibi şarkı. Pastoral bir ezgisi var şarkının. Ve bu doğallık aslında çok vurucu olan sözleri biraz olsun hafifletip bizi bambaşka dünyalara götürüyor.
Yemyeşil bir yoldayız, dağlar ve yanıbaşımızda akan nehir de bu şarkının yansıması gibi. Bir masalın içinde kayboluyoruz. Peşimizde bizi takip eden orman perileri, dillerinde bu sözler: “Bir ışıktan medet ummaktan karanlıklarda battım, bir damladan şifa ummaktan çöl ortasında kaldım”
Şarkı bitiyor ama biz yüzümüzde kocaman bir gülümsemeyle masala devam ediyoruz.
Leylek
Başlangıcıyla saf mutluluk ve umut veren bir şarkı. Önce bir gitar haberini veriyor, devamında gelecek sözlerin. Sonra akan giden flüt sesi sarıyor. Sözler girene kadar tüm güzel anılarımız gözlerimizin önüne gelmeye başlıyor. Uyum içinde akıp gidiyor şarkı.
“Sabrım yeter mi bilmem bu kara günlerin havasını döndürmeye?” demiş Can Kazaz. Siz böyle şarkılar yapmaya devam ettikçe kara günler güneşlere döner, merak etmeyin.
Şarkının bitişi de başlangısı gibi önce o güzel flüt sesi sonra gitar uğurluyor bizi, “Her şey güzel olacak.” der gibi.
Güneş ve Rüzgar
Bir yaprak olup uçuyoruz hazır mısınız? Girişteki yaylılar rüzgarımız… Burnumuzda lavanta kokuları, güneşin izlerini arıyoruz. Keyifli bir melodisi olan bu nahif şarkı, bir bahar açıkhava konserinde, bir yaz festivalinde bir ağızdan söylemeye o kadar uygun ki…
“Güneş de rüzgar da bize yetsin, güneyin nehri, şimal karayeli…”
Sen Diye
“Kar yağardı buzlarımın üstüne ısınmak istiyorum sadece…”
Bu sözleri duymak için ne çok bekledik. Yollar Ve Su albümünün konseptine uymayacağı için o albüme girmeyen, sen, sen diye tutturduğumuz şarkı. Can Kazaz ocak ayında Sen Diye’nin yeni albümde olabileceğinin haberini verince çok sevinmiştik haliyle. Ve gerçekten tam uymuş bu aşk dolu şarkı, Sürsün Bahar’a.
“Gitme, bırakma, diyemezsem bil ki çok sevdiğimdendir sadece.”
Yirmi Yedi
Can Kazaz’ın şarkılarında aşina olduğumuz gitara eşlik eden ıslıkla başlıyor albümün son şarkısı.
“Kaç kere bu ayları saydım?”
Bir sükunet deryasındayken bir anda gitarın kendini ben buradayım, dercesine belli etmesi ve Can Kazaz’ın bir anda yükselmesi… Doğal afet gibi… Beklenmedik ama doğaya ait. Değişim ama uyumlu, göze batmayan. Olması gereken buymuş gibi.
“Uyanıyor, yanıyor derdinden.”
Bu sözlerle son buluyor, ne zamandır beklediğimiz albüm.
Hadi siz de bir an önce dinleyin albümü, siz de çıkın bu güzel yolculuğa.
Diskografisinin en iyi albümüyle döndü Can Kazaz. 2018’in de en iyi albümlerinden biri. “Keşke Uyuyabilsem”, “Sen Diye” ve “Yirmi Yedi” eskitemediğim şarkılar olarak favorim.