Blues müziği kendine has tarzıyla harmanladığı parçalarıyla, sahnesiyle ve en önemlisi samimiyetiyle önce Ankara dinleyicisini kendine bağladı ve ardından da ülke çapında bir dinleyici kitlesi edinmesi kaçınılmaz oldu. “Hadi Sev Beni”, “O”, “Kafamdaki Adamlar” gibi şarkılarındaki içtenliğiyle bizleri yakaladı. Son bir yıldır yeni bir çalışmayla göremediğimiz Emre Nalbantoğlu; geçtiğimiz günlerde “Dümen Suyu” adlı teklisiyle sevenlerine bir sürpriz yaptı ve devamının da geleceğini müjdeledi.
Yeni çalışmadan bahsetmeden önce biraz geçmişe gidip “Dede” nin hikayesine bir göz atalım. Asıl mesleği inşaat mühendisliği fakat müzik hep onun hayatındaydı. Başlarda içinden geldiği gibi müziğini yaptı, ekibi ile beraber Ankara’da sahne almaya başladı. (Berker Saraç, Ahmet Kaya, Oğuzhan Gürs, Serkan Çetin). Daha o zamanlarda Ankara dinleyicisinin gönlünü ve kulağını fethetmiş, müdavim sayılabilecek bir dinleyici kitlesine sahip olmuştu. Ardından, 2013 yılında “18. Roxy Müzik Günleri” adlı yarışmada birinci oldu ve yine 2013 yılının Mart ayında aynı ekibin katkılarıyla ilk dijital albümü “Derdi Neydi?” yayınlandı. Bu albümün dikkat çeken bir özelliği ise tüm parçaların, Ankara Mirage Stüdyoları’nda canlı olarak kaydedilmesiydi.
2013 ile beraber dinleyici kitlesi Ankara’yı fazlasıyla aştı ve Emre Nalbantoğlu; başta İstanbul, Eskişehir gibi şehirler olmak üzere Türkiye çapında konserler vermeye başladı, 2015 yılında Zeytinli Rock Festivali’nde de sahne aldı. Youtube, Spotify gibi dijital platformlar üzerinden yeni çalışmalarını yayınlamaya devam ediyorken, 2017 yılının Eylül ayında “Ciddi” isimli ikinci albümünü bizlerle buluşturdu. Dokuz parçadan oluşan bu albümdeki tüm şarkılar yine aynı samimiyeti ve içtenliği dinleyenlere hissettirdi. Özellikle “Gitme”, “Bari”, “Şans Ver” büyük ilgi gördü.
Bahsettiğimiz yıllarda Ankara’da yaşıyordu ve çalışmalarını buradan sürdürüyor, bir yandan da konser programlarına devam ediyordu fakat ani bir şekilde Isparta’ya taşındı. Bir süredir dinleyenlerine ses etmiyor derken yeni çalışması “Dümen Suyu” bir anda bizi buldu. Bu parça aynı zamanda kayıt, mix, mastering dahil her ayrıntısıyla tamamen Emre Nalbantoğlu’na ait olan ilk çalışma ve devamının geleceğini de belirtti. Heyecanla ve biraz da “Acaba her şey hala aynı içtenlikte mi?” kaygısıyla dinledik Dümen Suyu’nu. Gördük ki bizden ve kendinden hiç uzaklaşmamış, aynı yakınlıkla bize bir merhaba demiş, daha önceleri çok kez yaptığı gibi bize bir hikayesini anlatmış.
Ankara dinleyicisi çok sevmez onu yakalayan müziği paylaşmayı. Onla kalsın, şehirle kalsın ister. Korkar çünkü hissettiği samimiyetin ve gerçekliğin kaybolmasından, oraya ait müzisyenlerin Ankara’dan vazgeçmesinden. Emre Nalbantoğlu da bu durumu anlatmak adına verilebilecek en iyi örneklerden biri aslında. En başta Ankara benimsedi onu, bu şehrin dışına yayılınca da “müdavim kadro” diyebileceğimiz kitlede hem bir mutluluk hali hem de bir tedirginlik başladı. Bildikleri, tanıdıkları, “Dede” dedikleri Emre Nalbantoğlu hep öyle mi kalacaktı?
Aradan geçen bu kadar zaman, yeni projeler, albümler, söyleşiler, röportajlar onun içtenliğinden hiçbir şey kaybetmediğini tekrar tekrar bizlere gösterdi ve son olarak da “Dümen Suyu” ile yıllardır onla olan dinleyicilerine “Ben hala buradayım.” mesajı verdi, ilerleyen dönem için de göz kırpmayı ihmal etmedi.
Bir yandan Dümen Suyu’nu ve diğer tüm çalışmalarını dinlerken bir yandan da kulağımız gelecek yeni haberlerde.