Geçtiğimiz sene önce ikinci stüdyo albümleri Kusursz’u sonra da canlı akustik albümleri Pür Akustik’i yayınlayan Birileri, 2020’nin ilk teklisi Yürü’yü 19 Haziran’da dinleyicileriyle buluşturdu.
Söz müziği Jan Soykök imzası taşıyan Yürü‘nün düzenlemesi Birileri’ne ve şarkının prodüktörlüğünü de üstlenen Ozan Çanak’a ait. Vokal ve gitarda Jan Soykök, gitarda Baturalp Yılmaz, bas gitarda Emre Dereli ve davulda Çağdaş Topal’ın yer aldığı gruba klavyede Ulaş Aydın eşlik etmiş.
“Yürü, yürü
Takılıp düşerek yürü
Bu yol dikenli
Ama sen durma hiç yürü”
Aylardır normal yaşamlarımızdan uzak kaldığımız, kendimize ve seçtiğimiz yollara inancımızı yitirdiğimiz zamanlardan geçiyoruz ve Yürü; ihtiyaç duyduğumuz motivasyonu bulmaya çalışırken dinleyebileceğimiz en doğru şarkı. Ayrıca Yürü’nün kayıtlarının pandemi önlemleri alınmadan hemen önce başladığını da göz önünde bulundurursak şarkının yayınlanmasının Birileri için de ilerlemeye devam etme motivasyonu sağladığını düşünmemiz yanlış olmaz.
“Kendin seçtin onu sakın unutma
Gelme oyunlara
Ayakların seni kaldırdığınca
Dönme geri yürü”
Pür Akustik‘in yalın soundunun ardından yollarına sentetik dokunuşlar içeren Yürü ile devam etmeleri, Birileri’nin devinim ve gelişim halinde olduğunu bizlere tekrar gösteriyor. Birileri’nin müziğinde beni en çok etkileyen şeyin çaldıkları enstrümanlardaki yetkinlikleri olduğunu daha önce Kusursz’un albüm incelemesinde belirtmiştim. Yürü için de bu durumun değişmediğini söyleyebilirim.Dinamik ve değişken soundla yer yer modern yer yer lokal-retro bir atmosferde yürüme, ilerleme hissini çok çok güzel aktarmışlar.
“Elbette anlam veremediğin oldu
Sanıyordun, öyle kolaydı
Çok kimseler bu yolda unutuldu
Biraz umut muydu son kalan?”
“Takılıp düşerek yürümeye devam ediyoruz…”
Yürü müthiş eğlenceli bir şarkı; art arda dinleyip aralıksız dans edilebilecek, bağıra bağıra mutlulukla söylenebilecek bir şarkı. Ama bir de durup sakince dinlemenizi de kesinlikle öneririm. Tam şu an şarkıyı başlatıp gözlerimizi kapatalım mesela…
Bir nefes alıp gözlerimizi bozkırın ortasında açıyoruz. Yeni yeni yükselmeye başlayan güneşle bir otoyolun kenarında ilerlemeye başlıyoruz. Her adımımız yola kazınıyor, aştığımız her engelde, zorlandığımız her anda daha da bütünleşiyoruz o yolla. Sonra nakarata gelince gitarın verdiği “marin” tınıyla bir denizin kıyısında buluyoruz kendimizi. Şarkı boyunca etrafımızdaki her şey sürekli değişiyor, asla neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Kendimize ve hayallerimize olan inancımızla yürümeye devam ediyoruz. Bir yandan da aklımıza ne kadar yorulduğumuz, kırılan heveslerimiz de geliyor. Neden yürüdüğümüzü sorgulamaya başlarken tüm uğraşımızı, aştığımız engelleri göz ardı edip en başa dönmeyi bile düşünüyoruz. Şarkı bitene kadar bütün bunları aklımızdan geçirip yaptığımız, yapmak istediğimiz her şeyi tekrar ölçüp tartıyoruz. Şarkı sona erince dilimizde dinlediğimiz o ilham verici sözlerden bizi en çok etkileyen dizeyle kendi yolumuza geri dönüyoruz. Ve takılıp düşerek yürümeye devam ediyoruz.
“Yorul, yorul
Bi’ daha, bi’ daha yorul
Bu dik yokuşlar
Aşılmaz diğer türlü, yorul”