Müzik, birinin kalpten gelen duygularını başka kalplerle birleştirmesi desem kim itiraz etmez herhalde. Müzik ruhun gıdası ise kalbinde aynasıdır. Gerek sesi, gerek sözleri, gerek müziği ile insanı kendi duyguları ile birleştiren adam, Michael Kiwanuka…
Aslında biraz geç tanıştık Michael Kiwanuka ile. İlk albümünü 26 yaşında yaptı ve o 70’li yılların unutulmaz seslerini bize anımsattı. Kimi Marvin Gaye’ye benzetti kimi Otis Redding’e. Ses tınısını bu efsanelerden farklı bir şekilde kullanıp genel olarak blues rock, folk rock ve soul karışımı şarkılar yaptı. Şahsi fikrim muazzam yorumunu en doğru türlerde kullanmayı başaran yegane şarkıcılardan biridir. Örnek verecek olursak, son zamanlarda popülerleşmeye başlayan Dua Lipa’nın sesi pop müzikten daha çok soul, caz tarzına uygun ancak pop müzik yapmayı tercih ediyor. Bu nedenle Michael Kiwanuka bu yönden oldukça takdir edilesi bir tarzı benimsemiştir.
İlk albümü ‘’Home Again’’ 2012 yılının başında piyasaya çıktı. Albüm ile aynı adı taşıyan teklisi Home Again albümün en başarılı şarkısı olarak göze çarpıyor. Bazı dizi ve filmlerden aşina olunan şarkı son olarak Donald Glover’ın oynadığı Golden Globe ödüllü komedi olan Atlanta dizisinde çalındı. Home Again albümü ile kitlesini oluşturan Kiwanuka, İngiltere listelerinde 4 numara olarak kariyerine iyi bir başlangıç yapmış ve harika sesini dinleyicileri ile tanıştırmıştır. Home Again albümü ile eleştirmenlerden geçer not almış ve hemen her eleştirmen tarafında 10 üzerinden 7 puanlık albüm olarak oy almıştır. Metacritic skoru 72 olan albümde ilk tekli olan Home Again şarkısı dışında dinledikçe dinlenen şarkılar vardır. Özellikle Bones, Always Waiting, I’ll Get Along ve Tell Me a Tale şarkıları albümün sıyırılan parçalarıdır şahsımca.
İkinci albümü ‘’Love & Hate’’ ise geçtiğimiz sene piyasaya sürüldü ve tam anlamıyla kendi türünde yılın albümü olmuştur desek yanılmış olmayız. Mobo Awards, BBC Müzik Ödülleri, Brit Awards gibi ödüllerde yılın albümü adaylığı aldı ve Worldwide Music Award gibi saygın ödülü kazandı, The Daily Telegraph, Chicago Tribune, Guardian, AllMusic gibi saygın yerlerden tam puan aldı. Metacritic skoru ise 86. İngiltere’de 1 numara olan albüm dinleyenin dinletmesi gereken albümlerden. Albümün başarısının sırrı tabi ki duygulara tercüman olan bir albüm olması. Özellikle aşık olan ancak bunu ifade etmekte zorlanan insanlar için bulunmaz bir nimet olan Love & Hate albümü ilk dinlemede beğenilecek cinste. İlk tekli olarak çıkan Black Man in a White World, isminden anlaşıldığı gibi bir şarkı değil aksine albümün en eğlenceli parçalarından. Hatta parçası desek yeridir. Çünkü ikinci tekli albüm ile aynı adı taşıyan Love & Hate. Şarkının uzunluğunun 7 dakika olması kimseyi korkutmasın. Şarkıyı dinlerken düşünülen ya da hayal edilen şeyler insanı korkutacak cinsten. Back vokal ile başlayan daha sonra hafif drum ve piyano ile devam eden parça keman ile iyice büyülü hale geliyor. Back vokal bu şarkıda sürekli aynı şekilde ilerliyor, adeta bir enstrumental gibi. İlk dakikadan sonra Michael Kiwanuka parçaya giriş yapıyor. Olağanüstü yorumu ile derinden etkileyici sözleri ile bizlere duygusal bir şölen yaşatıyor. Dinleyen çoğu insanın hayatında bazı şeyleri yoluna koyabileceği, bazen güçsüz anlarımızda bizi yakalayan olayların aslında bize güç verdiğini, hayatın devam etmesi gerektiğini parçanın son 2 dakikasına kadar anlıyor, son 2 dakikasında elektro solonun işin içine girmesinden sonra yüzünde hafif tebessüm içinde hafif bir yara canlanıyor. Şarkıyı böyle sonlanacak derken, şarkı boyunca devam eden back vokal en baştaki gibi sade haline dönüyor. Hayatı düşündükçe karmaşık hale getirdiğimizi, geçmişi ya da geleceği düşünerek elimizdeki anı yaşamadığımızı anlıyor insan.
Daha sonra çıkan tekli olan One More Night, albümün en güzel parçalarından biri. İnsana neşe veren, yer yer düşündüren şarkı, özellikle ansızın yerlerde aniden akla geliyor ve bir süre sonra bağımlılık yaratabiliyor. Albümde hemen her şarkı eşsiz, kusursuza yakın. Ancak bir şarkı var ki, bırakın albümdeki en iyi şarkı olmayı her insanın ölmeden önce bir kez dinlemesi gereken bir şarkı, Cold Little Heart. Şarkının 10 dakikalık orijinal versiyonu gözünü korkutsun. Çünkü artık en iyi diye adlandırdığınız tarz, ses belki de şarkı ciddi bir şekilde değişebilir. Tabi uzun diye dinlemek istemeyen 5 dakikalık radyo versiyonunu dinleyebilir. Bu seneye damga vuran dizi olan Nicole Kidman, Reese Witherspoon, Alexander Skarsgard, Laura Dern gibi oyuncuların oynadığı Big Little Liars dizisinin jenerik şarkısı aynı zamanda. Ayrıca Kiwanuka Amerika’da da bu şarkı sayesinde adını duyurmaya başladı. Şarkı dinleyicilerinin bir kısmına mutluluk verirken diğer kısmına ise hüzün veriyor. Tabi burada ruh haliniz önemli, yere uzanıp berrak gökyüzünde yıldızları izlemek isterseniz bu şarkıyı dinleyin. Sigara ya da alkolü bıraktıysanız bu şarkıyı dinleyin. Öyle bir parça ki iyi müziğin sonsuza kadar var olacağını insana düşündürtüyor.
Love & Hate albümü ile 2016 yılının en iyi albümlerinden birini yapan Michael Kiwanuka, geçtiğimiz aylarda İstanbul’da eşsiz bir performans sergiledi. En yakın zamanda tekrar geleceğini duyuran ve İstanbul’a hayran kaldığını söyleyen İngiliz müzisyen umarız kısa sürede tekrar gelir ve bizleri o harika sesinden mahrum bırakmaz.