Yoğun tempoda koşuştururken size birazcık olsun mutluluk verecek şeylerden biri sevdiğiniz bir müzisyenin konserine gitmek olabilir. Bütün planınızı konserin olduğu haftaya göre ayarlar ve beklemeye başlarsınız. Hatta öğrenciyseniz genellikle bütçenizi de konser biletine göre ayarlamak zorunda kalırsınız çoğu zaman. Konser günü şarkılarını canlı canlı duymayı istediğiniz kişiyi/ kişileri sahnede gördüğünüzdeyse verdiğiniz çabaya değdiğini düşünürsünüz ve tabi bir de konser bitiminde “iyi ki gelmişim” dediyseniz kendinize değmeyin keyfinize. Konserde oluşabilecek negatif durumların (sürekli video ve fotoğraf çeken dinleyiciler, dinleyicilerin gürültüsü/ uğultusu ve konser mekanının fiziksel sorunları gibi) tabi keyfinizi kaçırmadığını varsayıyoruz. Size de acayip severek gittiğim, çoğu durumda zaman ya da bütçe planlaması çabalarına girişerek gittiğim Şakalı Akustik konserinden bahsedeceğim.
– Fotoğraflar: Burak Bayrak (13.09.2016 @ Dorock XL)
Akustik konserler çoğu kişi tarafından “hoplayıp zıplamalık” değil diye sevilmez. Fakat bana her zaman daha iyi gelen bir yanı olmuştur şarkıların akustik versiyonlarını dinlemek bu yüzden akustik konserleri daha çok severim. En azından Ankara’daki bütün Şakalı Akustik konserlerine gitmiş biri olarak bu şakalı hali sevdiğimi söyleyebilirim.
“Peki nedir bu şaka durumları falan?” derseniz, fikir aslında ikilinin “ev halini” sahneye yansıtmak istemelerinden çıkıyor. Sahne düzeni de buna göre ayarlandığı için sahnede kanepe görmeniz mümkün. İkili konser boyunca birbiriyle bazen de dinleyiciyle muhabbet ediyor. Muhabbet ederken tabi arada laf sokmalar ve espriler de oluyor; haliyle işin şaka kısmı da burada beliriyor. Her ne kadar Cem Yılmaz’ın konuk olduğu konser için Harun Tekin “Cem gelince şaka kısmı bizden alındı tabi” dese de bence o kısmı da iyi götürüyorlar. Bu muhabbetler sırasındaysa müzik hayatları boyunca başlarına gelmiş daha önce duymadığınız şeyleri dinlemeniz mümkün. Koray Candemir’in Kargo zamanındaki klip maceraları ya da Harun Tekin’in Bursaspor kalecisi olan Harun Tekin ile karıştırılması gibi hikayeleri duyabilirsiniz. Dahası şarkı söylerken “Şimdi daha iyi söyleyeceğim” demelerine bile şahit olabilirsiniz 🙂
Şakalı akustik konserlerinde ayrıca başka müzisyenleri ya da tanıdık diğer isimleri görebilirsiniz. Evinize nasıl misafir geliyorsa şakalı akustik konserlerinde de sahneye misafir geliyor ve yine başka bir açıdan “ev hali” yansıtılmış oluyor. Sahnedeki müzisyenlerin konuşması kimi dinleyiciye iyi bir fikir olarak gelmez çünkü söyleyeceği şarkının zamanından kısılır diye düşünür ama başka bir taraftan düşünürsek “ben tek başıma konsere gitmem, canım sıkılır” diyen dinleyici tipi için de bu muhabbet “yalnız değilsin ki” anlamına gelebilir.
Önceleri sadece Ankara, İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde gerçekleşen konserler, son zamanlarda farklı şehirlerde de yapılmaya başlandı. Gitmeyi sevdiğiniz konserler ne türde bilmiyorum ama bir denk geldiğinizde şakalı akustik günü yapın, “Hiiç zamaanım daaa yookk kiii” demeyin ama diyecekseniz de konserde Re söylerken deyin 🙂