Yazımın başlığında da anlayacağınız gibi konumuz çalgı eğitimi. Ancak dünyadaki değil ülkemizdeki eğitim(!) ya da sömürüden bahsetmek istiyorum burada.
Eylül ayının gelmesi ile yazlıklarından, tatillerinden dönen çocuklar ve ebeveynleri kaldıkları yerden enstruman eğitimlerine devam etmek isterler. Durun! Zaten hatalar silsilesi burada başlıyor. Enstruman eğitimi ara verilecek yada sadece vakit geçirilebilecek bir şey değildir. Bunu yaparak çocuğunuza zaten “istediğin zaman çalarsın, ara verebilirsin, keyfine göre takıl” gibi etik olmayan ve süreci zorlaştıracak mesajlar vererek eğitimi bir eğitim ve disiplin olmaktan çıkarıyorlar. Eğitim süreklilik gerektirir. Bu apayrı bir yazı konusu olduğu için şimdilik burada noktalıyorum.
Öğrencilerin çoğu ebeveynlerinin istekleri doğrultusunda benim “veli olimpiyatları” diye adlandırdığım bir süreç yaşıyorlar.
- Ayşe’nin kızı piyanoya başlamış sen de başla.
- Ay ben hep keman çalmak istedim ama yapamadım onun için oğlumun keman çalmasını istiyorum.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama burda önemli olan nokta enstrumanı çocuk değil ebeveynin istiyor olması. Bunu bir statü olarak görmesi yada kendi yapamadığını çocuğuna yaptırabilme hakkı olduğunu düşünmesidir. O bir bireydir ve kendi hayatını planlamasına izin verin. Onun önünde lider yada arkasında destek olmayın. Her zaman yanında olun.
Bir şekilde öğrenci gitar çalmak istedi diyelim -konumuzun geniş bölümünü bu örnek oluşturacak şimdiden haber vereyim- ve bir kurs yeri ya da özel bir öğretmen arayışına girdiniz. Veli olimpiyatlarında enstruman dalı başladı. Sordunuz, soruşturdunuz. Kim en çok nereye gidiyor ve hangi kurs yada öğretmenin statü sayıldığını (!) öğrendiniz. Tavsiyeleri aldınız ve görüşmeye gittiniz. Bu arada öğrencimiz elektrik gitar çalmak istiyor. Gittiğiniz kurs yerlerinden neredeyse hepsi size şunu söyleyecek: “Önce klasikle başla sonra elektroya geçersin.” PEKİ NEDEN! Nedenine şimdi geliyorum.
1- Elimizde elektrik gitar dersi verebilecek bir öğretmenimiz yok.
2- Klasik gitar daha kolay ulaşılır bir çalgı. Bunun yanında klasik gitar eğitmenleri daha fazla. Üniversitelerde bu bölüm daha fazla.
3- Aile elektrik gitarı masraflı buluyor (ampfi + gitar + kablolar ve diğer malzemeler)
4- Elektrik gitarın aileler tarafından sanki sadece (bu kelimeleri kullanmak istemiyorum ama başka bulamıyorum) rockçı’lar çalar ve onlar da çok tekin insanlar değildir.
3 ve 4’üncü kısım aile tarafını oluşturuyor ve çok büyük bir kesim değil ancak 1 ve 2’nci kısım bayağı yüksek bir kesimi / kurs yerini / özel öğretmeni oluşturuyor. Burada işini ciddiyetle yapan onaylı / sertifikalı müzik okulları ve eğitmenleri kesinlikle ayrı tutuyorum. Ne yazık ki eğitim sistemimiz çok iyi müzisyenler, doktorlar, öğretmenler yetiştiriyor ancak eksik kalan yerler çok var. Bunlar insani yönler ne yazık ki. Karşısındaki hastayı müşteri olarak gören doktor, öğrenciyi müşteri olarak gören öğretmen örnekleri ile çok karşılaşıyoruz. Siz bunlardan değilseniz ve işinizi etik bir şekilde yapıyorsanız ve hep denir ya gece yastığa kafanızı koyduğunuzda vicdanınız rahatsa bu yazı sizi rahatsız etmeyecektir. Klasikle başlayıp elektrik gitara geçmenin ne yazık ki bilimsel bir tarafı yok. Zaten Klasik gitar diye tabir ettiğimiz gitar kendi içinde farklı çalım tekniklerine ve disiplinlere ayrılıyor. Elektrik gitar da aynı şekilde farklı çalım teknik ve disiplinlere ayrılıyor. Bunların yanında bir de akustik gitar dediğimiz bir çalgı var ki o da apayrı teknik ve disiplinlere ayrılıyor. Yani her biri birbirinden ayrı ve kendi içlerinde birbirinden farklı çalgılar demektir bu. Bu durumda “önce klasikten başla sonra elektroya geçersin” sözü futbol oynamak isteyen bir çocuğa “önce langırt oyuna sonra futbola geçersin” demek kadar saçma. Tabi ki bu demek değil ki klasik gitar kötüdür. Kesinlikle hayır. Tabi ki önemli ama elektroya başlamak için böyle bir şeye ihtiyaç yoktur. Eğer bu kanıyı oluşturduysam özür dilerim.
Enstruman eğitimine başlamak için önce öğrencinin isteklerini dinlemek gerekir. Seçtiği çalgıya psikolojik olarak hazırsa bu sefer fiziksel hazır bulunuşluk göz önüne alınmalı ve bu konu öğrenciye açık bir dille anlatılmalıdır. Daha sonra öğrenciye uygun bir kurs / öğretmen arayışına geçilip doğru enstruman temin edilmelidir. Çok pahalı olması şart değil ancak çalımı ve tekniği etkilemeyecek özelliklere sahip olmalıdır.
Yukarıda yazdığım konu ile alakalı İzmir’li değerli müzisyen dostumuz Gökhan Özden tarafından çekilen Gitar X adlı mini youtube dizisi mizahi bir dille bu hataları işlemiş. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Keyifli seyirler dilerim.
Gitar X
https://www.youtube.com/watch?v=QAJLs-KbO3chttps://www.youtube.com/watch?v=l-0FYTCVgBY