Son albümleri Mükemmel Boşluk ile müzikal yönlerini değiştiren Redd, aynı yöndeki yeni albümleri Yersiz Göksüz Zamanlar ile üç yıllık aradan sonra tekrar karşımızda.
Üç yıl kulağa fazla gelse de, bu süre Mükemmel Boşluk’u sindirmek ve keyfini çıkarmak için yetersiz bir zaman dilimi bile olabilir. Kanıyorduk’u iki buçuk yıl sonunda kliplendirmeleri de bunu doğrular nitelikte.
Yersiz Göksüz Zamanlar’a gelecek olursak albümü albüm olarak dinlemeyi seven insanlar için gerçekten güzel; dinlemesi oldukça kolay ve akıcı bir albüm. Bunda söz yazımında tercih edilen doğrudan anlatımın etkisinin yanında albüm boyunca dinginliğini koruyan müzikal altyapının da etkisi büyük.
Albüm, Yersiz Göksüz Şehirler isimli Bowie’nin son albümü Blackstar’dan esintiler taşıyan parça ile başlıyor. Önceki albümde yer alan Sextronot’ta ise bir Bowie tribute’ü duymuştuk daha önce de. Şarkı, açılış parçası olmamalı gibi garip bir hissiyat yaratsa da; albümün oldukça başarılı parçalarından biri.
Tutmuyor Frenler ve albüm aynı fazda devam ediyor. Müzikal olarak Redd kalitesinde fakat söz olarak zayıf bir şarkı diyebilirim.
Sen de Saçmala içimizi kıpraştıran iki nadir parçadan ilki. Ayrıca albümün en hoş parçalarından biri olmuş.
Sırada ise benim favorim olan Kafası Şekerli var. Bağımlılık yapan bir piyano melodisiyle başlıyor ve varyasyonları ile de cezbedici bir şekilde devam ediyor. Mükemmel bir hava oluşturmuş kendi içinde.
Hadi Salla önceki şarkı gibi bağımlılık yapan gitar ile icra edilmiş bir melodi ile başlıyor yine. Henüz adlandıramadığım bir hissiyat uyandırmakla birlikte bu parçada farklı bir şeyler olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Zamanla anlayabilirim umarım.
İçimizi kıpraştıran iki nadir parçadan ikincisi Siktiret Boşver ile devam ediyoruz. Bu kıpraştırmanın ilkine göre daha yoğun olduğunu söyleyeyim. Geri kalan şarkılarda rastlamadığımız ilk albümlerdeki Redd kendini oldukça fazla hissettiriyor. Belki de ancak duyabildiğimiz eski bir parçadır.
Belki, belki, belki, benim yüzümden diyen Doğan ile Ölmüyor Öldürmüyor isimli parçaya geçiyoruz. Redd tarihinin en ‘doğusal’ perküsif saz partisyonlarını duyuyoruz belki de… Albümün kalanına oranla daha karanlık bir parça olduğunu söyleyebiliriz. Yine favorilerimden biri. 🙂
Yersiz Göksüz Zamanlar; Tutmuyor Frenler II ve Aşk Virüs, Bugün Herkes Ölsün İstedim, Kanıyorduk Live Studio Session versiyonları ile bize Mükemmel Boşluk’un ne kadar şahane bir albüm olduğunu hatırlatarak bitiyor.
Genel olarak bakacak olursak, Mükemmel Boşluk’u sevdiyseniz bu albümü daha çok seveceksiniz demişti Doğan Duru. Şimdilik öyle durmasa da, müzikal olarak geldikleri nokta bizleri oldukça tatmin ediyor. Yıl sonunda çıkacak yeni albümden beklentimizin çok daha fazla olduğunu belirtmeden geçmeyelim ve sizi albüm ile başbaşa bırakalım.