Uzun zamandır bir çok projede adını duyduğumuz Damla Topçu’nun geçtiğimiz haftalarda ilk teklisi “Tek Derdim” yayınlandı.
Parçanın aranjesinde Eren Erdol, ses mühendisliğinde iki Grammy ödüllü Andrew Coleman, mastering kısmında Justin Timberlake ve Ed Sheeran gibi dünyaca ünlü isimlerle çalışan Stuart Hawkes yer aldı.
Biz de Tek Derdim’in yayınlanmasının ardından, Damla Topçu ile müzik yolculuğunu ve gelecek projelerini konuştuk.
Öncelikle bizlere müzikal geçmişinden, yolculuğunun nasıl geliştiğinden bahseder misin ?
Damla – 14 yaşımdan bu yana müzik ile ilgiliyim. O yaşlarda Yalova belediye konservatuvarında temel müzik eğitimi alıp yıl sonunda öğrendiklerimiz ile performanslar ortaya çıkarırdık. Boğaziçi Üniversitesi’nde okuduğum dönemde de müzik kulübü ve korolar ile müzikal yolculuğum kesilmeden devam etti. 2015 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Okul bittikten sonraki süreçte iki yıl kadar kurumsal çalışma hayatı tecrübem oldu. Ancak bu süreçte de yine korolarda ve Pink Floyd Tribute projesinde vokalist olarak çalışmaya devam ettim. Ardından koro olarak Damdaki Kemancı’dan bir teklif aldık, Aynı dönem ben kurumsal bir şirkette devam eden işimi bıraktım ve bu yolculuk başlamış oldu. Tuluğ Tırpan’ın projelerinde bulundum ve ilerleyen süreçte bir arkadaşımın referansı ile Edis’in back vokali olarak çalışmaya başladım. Bundan yaklaşık bir buçuk sene öncesinde ilk defa kendi bestelerimi yapmak amacıyla kişisel çalışmalarıma başladım.
Müzik ve kurumsal çalışma hayatı arasında geldiğin yol ayrımının karar verme sürecinde motivasyonların neler oldu?
Damla – Annem de Kimya Mühendisi ve bu mesleğin nasıl bir çalışma hayatını kapsadığını, bu bölümü okumadan önce de yaklaşık olarak biliyordum. Zaman içerisinde meslek ile aramdaki doku uyuşmazlığı yalnız benim değil etrafımdaki herkesin farkında olduğu bir durum haline geldi. Benim kararsız kaldığım noktada müzikal anlamda fikrine güvendiğim insanların desteği ile bu yola girdim. Ancak elbette ki riskler değerlendirildiğinde, kolay bir karar değildi.
Daha önce içinde bulunduğun projelerde ekip çalışması içindeyken şuan yoluna bireysel olarak devam ediyorsun. İki durumu da deneyimlemiş bir müzisyen olarak, birbirine kıyasla avantaj ve dezavantajlarını hangi noktalarda görüyorsun?
Damla Topçu – İçinde bulunduğum her çalışmada, bir alışkanlık olsa gerek, ekip çalışması arıyorum. Koro içerisinde bulunmanın, bir şarkıyı söylerken herkesin kalbinin aynı bpm’de atması noktasında kendine has bir kültürü var. O birlik duygusunu ben şuan enstrümanlar ile yapmaya çalışıyorum. Aynı zamanda işin perde arkasında birlikte çalıştığımız müzisyenler ve fikirleriyle beni destekleyen arkadaşlarımla büyük bir ekibiz aslında.
Son yıllarda biz dinleyicilerin, benzer üsluba sahip bağımsız müzisyenlere yönelik, ‘Üçüncü Yeniler’ olarak adlandırdığımız akım içerisinde ismin geçiyor. Bağımsız müzik sahasının genişlemesi, üretimin artması ile yükselen rekabet ortamında sen kendini hangi noktada konumlandırıyorsun?
Damla – İlk şarkım ile birlikte ben de bu rekabet ortamını hissettim. Bunun çok normal olduğunun da farkındayım. Alternatif müziğin ciddi anlamda yükselişte olduğu bir dönemdeyiz. Bu alanda müzik yapan insanların hareket alanı oldukça genişledi. Umarım bu durumla beraber rekabet ortamı da sakinleşir ve birbirimizi desteklemenin doğru karar olduğunu anlarız. Benzer yollarda yürüyen insanların birlikte hareket ettiklerinde, müziğe katabileceği şeyin çok fazla olduğunu düşünüyorum. Ben kendi adıma rekabetten motive olan biri değilim.
İlk single çalışman Tek Derdim’in ortaya çıkma süreci nasıl gelişti?
Damla Topçu – Eren Erdol benimle iletişime geçip elindeki trackler üzerine söz yazmamı istedi, üstüne çalıştığı sesleri beğendim ve birlikte çalışmaya başladık. Yaklaşık bir ay içerisinde taslağını oluşturduktan sonra şarkıyı toparlayıp Epic’e gittik. Yaptığımız parçayı onlarla paylaştık ve güzel bir dönüş aldık. Bunun neticesinde yoluma Epic ile devam etmeye başladım.
Tek Derdim’in klibi gerek kurgusu, gerek çekimleri ile oldukça beğeni topladı. Klibin yapım aşamaları nasıl geçti?
Damla – Klipte Can Özen ile birlikte çalıştık. Çekimler yaklaşık 16 saat sürdü ve belirlediğimiz tema içerisinde oldukça tempolu ve keyifli geçti. Backstage videomuz da kurgu aşamasında yakın zamanda yayınlayacağız.
2020 çalışma takvimin nasıl devam edecek, albüm çalışması bekliyor mu bizleri?
Damla Topçu – Yaklaşık 8 ay içerisinde iki tekli daha geliyor. En geç 2021’in ortasına kadar toplamda 3 tekli yayınlamış oluruz. Pandemi’den dolayı her şey daha ağır işlemeye başladı ama elimizden geldiğince aksatmadan çalışmalarımıza devam ediyoruz. Şuan için albüm hazırlığı söz konusu değil.
