Günümüzde alternatif tınıları Caz ile birleştiren başarılı isimlerden biri olan Deniz Taşar, hem konserleri hem de şarkılarıyla dinleyicilerin beğenisini kazanmaya devam ediyor.
2020 ile birlikte duyurduğu ikinci albümünden ilk tekli “Uzaktan”ı Nisan 2020’de yayınlayan Taşar, tam da bu dönemde konser bazlı da yer aldığı 30. Akbank Caz Festivali adına hazırlanan “Dün Bugün Yarın” albümünde kendi eseri “A Thank You Card”ı da seslendirdi ve kayıt, 30 eserlik albümün içinde 2020 Ekim’inde dinleyicilerle buluştu. Tarihler 2021 Şubat’ını gösterdiğinde ise Taşar, beklenen ikinci albümü “Pişman Olunmayan Dünler”i dinleyicilerle buluşturdu. Aynı zamanda kendi prodüksiyonunu üstlendiği ve düzenlemelerde yer alan Adem Gülşen ile müziksel ortaklığına devam ettiği albüm, kısa zamanda dinleyicilerin beğenisini kazandı. Taşar ile altmüzik için, yeni albümünü, 30. Akbank Caz Festivali’ndeki şarkısını, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Pişman Olunmayan Dünler albümünün oluşum süreci nasıl gelişti?
Pişman Olunmayan Dünler, ilk albümüm Uykuda Bir Bulut kaydının yapıldığı gün oluşmaya başladı aslında. Yaratıcı bir anın, albüm ve benzeri türde bir ürüne dönüşmesi gerçekten çok uzun bir süre alıyor insanın hayatında. En azından kendim için bunu söyleyebilirim. Fikrin oluşmasından projenin gelişmesine, ekibin toparlanmasından üretime başlanmasına ve nihayetinde de üretim süreci bazen yılları bulabiliyor. P.O.D da bu geçen sürede ufacık mırıldanmalarla başlayıp, hayatımda kocaman bir dünya oldu. Gelişti, değişti, rafa kalktı, yeniden doğdu, evrildi, büyüdü ve tamamlandı. Bu süreç verdi zaten ona bu adı. Zor seçimler, beklenmedik olaylar, hüzün ve hayal kırıklıkları yalnızca şarkı sözlerinde değil, yapım aşamalarında da yer buluyor kendine ve tüm bu aksaklıklara rağmen, hatta bazen onlar sayesinde hayaller somut güzelliklere dönüşüyor. Pişman Olunmayan Dünler de anlattığı hikayelerle, geçtiği yolla ve adıyla tam da bu inancı benimsiyor. Albümde iki albüm arasında geçen beş senelik zaman diliminde yazılmış şarkılardan, günümüz Deniz’inin bugünkü ruh hali ve bakışıyla elden geçen ve aynı tema altında buluşan, bütünüyle bir duygu anlattığına inandığım bir seçki yer alıyor.
Albümden önce ilk olarak “Uzaktan”ı tekli olarak yayınlama fikri nasıl gelişti ve şarkı ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
Uzaktan, bu albüm özelinde düzenlediğimiz ilk parça ama aslında vaktinde, Onu Ona Ona Onu’nun da içinde olacağını zannettiğim bir başka hayal albümün de ikinci parçasıydı. Sırayla şarkıları paylaşacağımı ve çok yakında da albümümü çıkaracağımı zannediyordum. Onu Ona Ona Onu’yu yayınladıktan sonra (ki o da başlı başına çok uzun bir süreçti) beklediğimden uzun bir ara vermiş gibi oldum ve bu zaman diliminde Onu Ona tek başına o kadar güçlü durdu ve kendini ifade etti ki, benim gözümde artık hikayesini tamamlamıştı. Albümü ondan ayırmaya ve ondan beslenip, onun kaldığı yerden devam eden bir iş olmasına o zaman karar verdim. Böylelikle yepyeni bir işi temsil eden Uzaktan da yeni bir anlam kazandı benim için. Adem Gülşen’le tam anlamıyla ortak çalışmaya başlayışımızın da bir sembolü haline gelen Uzaktan’ı epey önceden hazırlamıştık, onu daha fazla bekletmek istemedim ve albümün habercisi olacak şekilde önden bıraktım dünyaya. Aslında o zaman haberimiz yoktu; takvimimiz önceden belliydi fakat yayınlandığı tarih fazlasıyla manidar oldu ve karantinanın başlarında, hepimizin hayata uzaktan katılmayı öğrendiği o en zor dönemde buluştu dinleyiciyle. Bunun parçanın dinlenişinde etkili olduğunu düşünüyorum. İnsanı iyi hissettiren bir şeyler var o parçada ve hepimize iyi geldi bence. Şu ana kadar solo projemden yayınladığım en sevilen ve dinlenen parça oldu Uzaktan ve beni bir an önce albümü kaydetme konusunda çok motive etti.
Albümün hazırlandığı dönemde, Akbank Caz Festivali projesinde A Thank You Card eserinizle yer aldınız. Şarkının oluşum ve kayıt süreci nasıl gelişti, ve nasıl geri dönüşler aldınız?
Bu proje tam albüm kayıtlarının ortasında çaldı kapımızı. Duyduğum an çok heyecanlandım ve böyle kıymetli bir işin parçası olmak üzere davet edildiğim için gurur duydum. Tabii ki hemen yine Adem’i aradım ve parçayı yazmak üzere bir araya geldik. Vakit sınırlıydı ve hızlı davranmamız gerekiyordu. Kendi adıma şunu diyebilirim, dar alanlarda, kurallar içinde büyük hareketler yapmaya bayılıyorum. Bu hızın yaratıcılığımı çok tetiklediğini düşünüyorum. Müziğini birlikte yazdığımız, sözleri bana ait olan bu parçayı aynı çabuklukta kaydetmemiz gerekiyordu. Bu kayıt, parmağımı kırdığım için bölünen albüm vokal kayıtlarımın zoraki olarak getirdiği o moralsiz ve biraz acılı boşluğa denk geldi ve beni çok motive eden, bunca izolasyon halinin içinde hayatıma da sosyalleşme anlamında hareket katan, beni evden çıkaran bir güç oldu. Şarkıda yapmayı sevdiğim her şeyi yapıyorum diyebilirim. Kişisel kariyer yolculuğumu temsil eden, bol geçişli ve hikayesel bir anlatım yakaladık. İkimizin de içine en çok sinen işlerden biri oldu. Bu süreci ve parçayı anlatan mini belgeselimiz de YouTube’da yayında, ilgilenenler izleyebilirler. Geri dönüşler oldukça iyiydi, özellikle müzisyen çevremizden harika yorumlar duyduk. Böyle bir plağın içinde bunca usta müzisyen arasında övgüye layık görülmek tabii ki müthiş bir duygu.
Albümde düzenlemelerde Adem Gülşen başta olmak üzere usta bir müzisyen kadrosu bir araya geldi. Bu kadronun bir araya gelişi nasıl gelişti?
Albümde yer alan çoğu müzisyen zaten hep birlikte çalıştığım, sahnelerde de birlikte olduğumuz müzisyenler. Albümdeki kemik kadro ben, Adem ve Ekin Cengizkan’dan oluşuyor diyebilirim. Bunun haricinde parçalarda birçok değerli konuk var. Açıkçası burada yol göstericimiz şarkılar oldu. Orhan Deniz’le uzun süredir birlikte çalıyorduk, kayıt günlerimizin gelmesini iple çekiyordum örneğin, onunla iki parçamız var. Benzer şekilde Cenk Erdoğan’ı da albümde konuk etmek büyük bir mutluluktu, kendisiyle ilk kez birlikte çalışmış olduk, nicelerine diyorum. Yedi parçanın yalnızca beşinde bas enstrümanı olmasına rağmen albümde dört faklı basçı yer alıyor mesela. Bu, her parçanın ruhuna göre hareket ettiğimiz için oldu ve müziğimize çok değer kattı. Ve yine ilk kez bir yaylı quartet ile çalışma fırsatım oldu. Benim için inanılmaz keyifli ve öğreticiydi albümün kayıt ve prodüksiyon süreci, kafamda birçok yeni yol açıldı diyebilirim. Zaten bana göre üretmenin en güzel artısı sürekli olarak deneyimlediğiniz o öğrenme hali. Eski işlerimden farklı olarak bu albümde parça parça hareket ettik ve uzun bir kayıt döneminde her parçayı ayrı titizlik ve ilgiyle işleyip özenle tamamladık “Pişman Olunmayan Dünler”i. Aynı anda birçok farklı yere gitmek, sevdiğim birçok müzisyenle çalışmak, değişik sound ve yaklaşımlar denemek ama neticede bütünlüklü bir iş çıkartmaktı hayalim, başardığımızı hissediyorum. Emeği geçen tüm müzisyen ve ekip arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem az.
Pişman Olunmayan Dünler ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
Farklı müzik dinleyicilerinden ayrı ayrı çok güzel yorumlar duyuyorum. Bu da aslında genişlettiğimiz soundumuzun erişimini gösteriyor. Bu, türler arası bir albüm. Herkesin bir yerinden yakalayabileceğini hissettiğim, çok samimi ve kişisel bir iş. Rock veya rap dinleyicisi de elektronik müzik seveni de alternatif pop parçalardan hoşlanan da bu, sırtını caza dayayan ve oradan beslenen ama caz diye de etiketleyemeyeceğimiz albümde bir şeyler bulabilirler, en olmadı, hikayelerde, duygularda buluşabiliriz, buna eminim. Geri dönüşler de bu yönde. Tabii ki amaç herkesi yakalamak değil ama amaç, tür ayırt etmeksizin dinleyiciyle buluşmak ve kendi kalabalığımıza kavuşmak. Bunun haricinde bu albümde hayatımı özetleyen bu çok yönlülük halini yansıtmak istedim. Bunu hem değişik müzik ve vokal stilleriyle hem de çizimler ve videolarla vermek istedim ve müziğimin görsel dünyasına oldukça emek harcadım. Dinleyicilerden buna yönelik de çok hoşuma giden yorumlar alıyorum.
Pişman Olunmayan Dünler’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
Olmaz olur mu! Sırada düzenlememizi, kaydetmemizi, paylaşmamızı bekleyen farklı aşamalarda parçalar ve bazı çok sevdiğim müzisyenlerle ortak çalışmalar var. Ama şunu da söylemek isterim, “Pişman Olunmayan Dünler”le işimiz henüz bitmedi! (gülüyor)
Deniz Taşar’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Pişman Olunmayan Dünler”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.